14 Şubat 2011 Pazartesi

Ayakkabilarin

Ilk adimlarini bu patikle attin. Robeez, Avignion gezimiz sirasinda Fransa"dan almistim. Cok rahatlardi. Nerdeyse burunlari delininceye kadar kullandin.









 Iyice yurumeye baslayinca babanin Amerika'dan aldigi Strite tide'lari giymeye basladin. US 4 W. Early walking ayakkabilari, altlari yumusacik ve tamamen esnek. Ayaklarini terletiyor aslinda, ama cok guzel kokuyor ayaklar, mis mis.








Vee ayaklarin icine sigmamaya baslayinca da Amazon'dan siparis verdigim US 4,5 W'lari giymeye basladin. Sami amcan Amerika"dan onlari dun getirdi :)

Ayakkabilarin hepsi yurtdisindan geliyor. Cunku Turkiye"deki fiyatlar orijinallerinin en az uc kati. Boyle cok ucuza geliyor.

Sirtaki Yapiyorum

Ellere dikkat :) Oynama sikidim sikidimmm...

 Ve haydeee...


Eller , o minik parmaklar nasil sikirdiyor :)

13 Şubat 2011 Pazar

Misir'da mutlu son

Misir'da Cumhurbaskani Husnu Mubarek istifa etti ve ulkeden kacti. Son gunlerin en onemli olayi. Muhtemelen "darbe, askerin mudahalesi" gibi terimler senin zamaninda hic birsey ifade etmeyecek. Bu da "sivil darbe", halk yonetime el koydurdu. Ekonomik sorunlar, yolsuzluklar, ulkeyi yonetenlerin sasali yasantisi halki ayaga kaldirdi. Gunlerce suren gosteri ve olaylar sonucunda 30 yildir ulkeyi yoneten bu arada bilmem kac milyar dolar servet yapan Mubarek gitti. Olaylar aslinda ilk Tunus'ta basladi. Oradaki halk da kendi iradesini kullanarak cumhurbaskanlari Zeynel bin Abidin'i gonderdiler. Arkasindan Misir, Yemen ve Lubnan'da olaylar patlak verince Turkiye dahil ortadogudaki bircok ulkeyi korku sardi.

Simdilik Misir'da da halk kazanmis gorunuyor.

Umarim Iran'daki gibi mollalarin eline dusmezler. Bizlere de ornek guzel yeni bir donemi insa ederler de Misir'I piramitleri gormeye gittigimizde severek gezeriz.


11 Şubat 2011 Cuma

11022011

Anneye 41 kere masallah :)

Dogumgunumu hep beraber Adile Sultan'da aksam yemegi ile kutladik. Sen artik oranin mudavimi oldun. Herkes taniyor seni.

Baban supriz bir Atina gezisi ayarlamis. Seninle ilk ayri kalisimiz olacak. Sadece bir gece. Oyle zor geldi ki. Ama anneannen ve dedenle kalacagin icin icim biraz rahatti.

Cumartesi sabah yola ciktik. 11:00'de otelimiz Grande Bretagne'daydik. Parlementonun karsisinda. Parlementoyu avucumun icine aldim ;)


Acropolis'e ciktik.






Bu kosede Atena'nin dogumunu anlatiyormus. Birgun Zeus'un basi cok agrimis. Birine agrinin gecmesi icin basina cekicle vurmasini soylemis. Cekicle vurunca kafasi ikiye ayrilmis ve icinden Atena cikmis.










Akropolis donusunde resmimi yaptirdik. Baban iltifat olsun diye resim gerceginden guzel oldu dedi, sokak ressamina. Adam da "yes I know, I paint the soul" diye espri yapti.

Aksam Botanikos'ta Mozanakis'i dinledik. Itiraf ediyorum, ben bayagi bir uyukladim. Ne yapayim program 02:00'de basliyormus. Tam benlik. Sonuna kadar kalamasakta sov muhtesemdi.

Ertesi gun de Plaka'da gezdik. Biraz alisveris yaparak Yunan ekonomisine katkida bulunduk.

Telefonda hep iyi oldugunu soyledi deden. Aksam da senin agzindan mesaj atmis bize 'annecim, babacim ben cok iyiyim. Saklambac oynuyorum. Sizinle yarin gorusuruz.' diye.

Sokaklarda hep sevimli kostumlu cocuklar vardi. Seninle Atina'ya gittigimizde mutlaka bir kostum alalim yanimiza :)

10 Şubat 2011 Perşembe

Karar verdim

Dun onemli bir karar verdim. Sana bir kardes dusunuyordum. Ama ikimiz icin de cok zor olacak. Senden uzak kalmak ya da sutten kesmek zorunda kalmak istemiyorum. Her ne nedenle olursa olsun. Sevgim bolunmeyecek belki daha da buyuyecek ama enerjim bolunecek. Seninle kosup oynayamayacagim bir sure. Bu surede baban da destek olmayacak bana. Anneanne ve Enver deden de seninle ilgilenseler de ilgileri bolunecek. Senden bir an bile almak istemiyorum. Beraber uyuyamayacagimiz gunler olsun istemiyorum.

Alen'i dusundum. O yalniz bir kedi olarak kaldiginda cok uzulmustum. Bir yere gidince hemen eve donmek istiyordum. Yapayalniz beni bekler buluyordum Alen'i hep. Surekli ilgi ve sevgi bekliyordu hakli olarak. Onun icin Pirelli'yi buldugum da hemen kucaklayip eve getirmistim. Uc gun boyunca Alen bir kaplan gibi bagirdi ona. Pirelli ise tum kapilar acik olmasina ragmen burnunu disari cikarmadi. Her firsatta birseyler yedi . Bir ara patlayacak mi acaba diye veterinere bile goturmustum. Sonra alistilar ve Pirelli Alen'nin kedisi oldu. Sadece ondan sevgi ve sefkat bekledi. Alen, hep yemeklerini once ona verdi. Hala gelip yanima sokulup sevgi ister. Ama oyun arkadasi Pirelli ile bogusup koklasiyor, ordan oraya kosturuyor. Hala...

Bu sefer durum farkli. Senin icin de bir oyun arkadasi daha da fazlasi demek kardes. Bir cocuk daha ise benim icin daha fazla enerji ve ev yonetiminde sabir demek. Birincisini bulabilirim, ikincisi inan tekbasina cok zor oglum. Beni affet cok istiyorum, ama yapamayacagim.

Seni coook seviyorum.

9 Şubat 2011 Çarşamba

Yemek yiyorum :)














Alen mi Kaya mı?

Kaya işbaşında. Yepyeni ve uzun süreli bir keşifte. Aynı merak bir zamanlar Alen'de de vardı. Resmini henüz bulamadım. Bulunca ekleyeceğim.



Bir kere görmen yeterli. Hangi kumanda neyi açıyor? Cd nereden konuluyor, ipod'da görüntü nerden geliyor hemen taklit edebiliyorsun. Ipad'de artık Soundtouch oyunu seni kesmiyor, AcuWeather, IBBtrafik, günü takip etmeyi tercih ediyorsun.

Yemek yemek konusunda pek ısrarcı olmadığın için seni ipadle tanıştırdık. İyi yapmadık biliyorum. Umarım ilerde ne zaman neyi bırakman gerektiğini öğretebilmiş ya da öğrenmiş olursun. Yoksa çoook zor bir hayat bekliyor bizi biliyorum ve korkuyorum.

Baby Einstein'da seyrettirmeye başladım. Daha önce de denemiştim, pek ilgilenmemiştin. Şimdi kumandasını, evet onun kumandasını verip açtırıyorsun. Benden başkasının açmayacağını da biliyorsun. "Açıyorum, hadi Kayacım yeine otur" dediğimde de kanepeye çıkıyorsun (henüz biraz destekle). Neden mi dvd seyrettiriyorum. Çok hareketlisin. Yetişemediğim zamanlar oluyor. Oyuncaklarla oyalayamazsam seni, biraz mola almak için açıyorum.

8 Şubat 2011 Salı

Ne yapiyorsun orada?


Baby Einstein izliyorsun
 Biraz da uyku gelmis.

Bir de Bakirkoy'e Burak dayina gidip geldigimiz icin yorgunsun aslinda.